17 Mart 2014 Pazartesi

Pozitif düşüncenin mucizeleri


POZİTİF DÜŞÜNCE VE BEYİN GÜCÜ

Kardeşim sen düşünceden ibaretsin

Geriye kalan et ve kemiksin

Gül düşünürsün , gülistan olursun

Diken düşünürsün dikenlik olursun

MEVLANA


Pozitif  düşünce , olumsuzluklara razı olmayan,her koşulda yapabilecek iyi bir şeyin  olduğuna inanan , insan hayatını olumlu yönde etkileyen bir düşünce tarzıdır. Bu gün artık iş, spor ve sanat dünyasında bile pozitif düşünce ve beyin gücü verim arttırıcı bir faktör olarak kabul edilmektedir. Doğu felsefesinin ana kaynağı olan pozitif düşünce günümüzde batı tıbbının da  benimsediği sihirli bir kelimedir.


Doğada , evrende her şey karşılıklı etkileşim halindedir.Zihinle beden arasında  da böyle bir etkileşim vardır. Zihindeki olumlu düşünceler bedende bir takım olumlu sonuçlar yaratıyor.Mutlu insanlarda veya ızdırabını dindirme imkanı arayan kişilerin beyninde,Endorfin denilen bir çeşit doğal morfin salgılanır.  Bu morfin bildiğimiz morfinden en az yüz kez daha güçlüdür.Kişinin ızdırabını dindirmesine yardımcı olur.Bu da insana mutluluk verir.


İnsanlar ne kadar mutlu ne kadar pozitif olurlarsa ürettikleri Nöropeptip denilen protein zincirleri daha sağlıklı olur ve bağışıklık sistemi daha da güçlenir.

Bu gün artık başarının yolu pozitif düşünmekten geçiyor.Bu iki kelimeyi hayat felsefesi olarak benimseyen, insanlar, umudunu , güvenini, iyimserliğini kaybetmeden kendine güvenen,cesur ve inisiyatif sahibi bireyler olduklarını çevrelerine hissettiriyorlar.


Pozitif düşünen kişiler , pozitif enerji veren insanlarla arkadaşlık ediyorlar,pozitif enerji veren yiyeceklerle besleniyorlar,pozitif enerji yüklemek için spor ve meditasyon yapıyorlar. Sizi daha güçlü kılacak şu yaşam felsefesine kulak verin;



MİZAH DUYGUNUZU YİTİRMEYİN


Mizah duygusu çok önemlidir. Onu yanınıza almadan sakın evden çıkmayın. Kendinize gülmeyi bilin. Yoksa kendinizi çok ciddiye alır ve bu kadar yükseklerde dolaştığınız için alay konusu olursunuz.Mizah bir savunma mekanizmasıdır.Mizah ruh sağlığımızı korur.Mizahın en önemli işlevlerinden birisi de öfkenin sakinleştirilmesidir.Diğer işlevi geribildirimdir. Yaratıcılık gücümüzü arttırır. Ancak mizah yerinde ve zamanında , tatlı ve kıvamında olmalıdır. Yoksa insanları incitir ve asıl hedefinden uzaklaşır.



 




İDEALİST OLUN


Biz dünyaya yalnızca yaşamak için değil , bir fark yaratmak için geliyoruz. Diyelim ki vurmak istediğiniz hedef “AY” ama isabet ettiremediniz. Yinede yıldızlardan birini vurabilirsiniz. Eğer bir hayaliniz yoksa , hayalinizi gerçekleştirme şansınız olabilir mi ? Daha çok düşünün , daha çok risk alın ve  daha çok eylemde bulunun. İsminizi başkalarının kalplerine kazıyın, böylece sonsuza kadar yaşarsınız.


CESUR OLUN


Eğer doğru olduğuna inandığınız şeyi yaparsanız , ödülünüzü alırsınız. O da öz saygıdır. Bir ev satın alabilirsiniz, ama yuva satın alamazsınız. İnsanları satın alabilirsiniz , ama dostlar satılık değildir. Hatta kendinize bir ün bile alabilirsiniz. Ama karakter ?      İşte doğru olduğuna i  nandığınız şeyi yapmanız bu yüzden önemlidir.     Bir zorlukla karşılaştığınızda onunla dost olmak çok etkili bir yaşam gücüdür.     Mark Twain.” Olumsuzluklar insanın kendisini tanımasını sağlar “ demiştir.


KORKULAR


Korku insanlığın  bir numaralı düşmanıdır. Her nesilde en azından birkaç büyük adam , korkunun kendisinden başka korkulacak bir şey olmadığını hatırlatır bizlere.  Tüm insanların ortak bir temel korkusu yoktur ; tüm korkular sonradan kazanılmıştır. İnsanoğlu  kazandığı tüm bu korkuları  içindeki sevgi , güç ve sağlam akılla  ortadan kaldırabilir.



Deepek chopra yaratıcı güç  ile ilgili şöyle der: “sizin için en önemli gerçek, gücünüzü aldığınız kaynaktır. Yaratıcı güç aklımızı ve bedenimizi şekillendirir, evrimin gücüde budur. Yaratıcı gücünüzle ilişki kurun.  Yaşamın tümünü kaplayan üç temel güç vardır. Bunlar ;


§         Yaratma
§         Koruma
§         Yok etme

Yaratıcılık gücünü egemen kılan kişiler başarılı olmuşlardır. Kendi güçlerinin kaynağının yine kendileri olduklarını bilirler ve aşağıdaki özelliklere sahiptirler.

Sessizliğin tadını çıkarmayı bilirler,

Doğayı hisseder ve ondan zevk alırlar,

Kendi duygularına güvenirler

Kargaşa içinde de işlerine odaklanırlar,

Çocuklar gibi onlarda hayal kurmaktan hoşlanırlar,

Kendi bilinçlerine güvenirler, her hangi bir görüşe katı  bir şekilde bağlı değildirler,


 

"AF VE BAĞIŞLAMA"


Affetmek , bir başka insana veya kendinize karşı içinizde duyduğunuz öfkenin yerine sevgiyi koymaktır. Affetmek, öfkenin nefretin , acının , suçlamanın, kurban olma duygusunun, kendini haklı çıkarma çabasının üzerinizde yarattığı ağırlığı alır.


Doğru düşünen kişi bilinçsiz huzur, rahatlık ve iyi beslenmeyi yaşamında yerleştirir, diğer doğru alışkanlıklarda kendinde terbiye olur.      Doğru af ve bağışlama yüzeysel ve tesadüfi bir eylem değildir. Belki zihin ve ruhun derinliklerinde bir arıtma ve tasfiye etme bir yaklaşımdır. Gerçek af ve bağışlama zaman ve dayanma gücü ister ve bu kesinlikle şuur altı düzeylerini temizler.

Her tür kin ve öfke zihni tırmalar ve bedenin hasta olmasına sebep olur. Samimi bir şekilde af ve bağışlama yapmazsanız tam şifa gerçekleşmez.  Nefret ve öfke , eleştiri, serzeniş, hışım ve hesaplaşma isteği ve başkalarının eziyetini görme isteği , hepsi canı solgunlaştırır ve insanın sağlığını çalar. Bunun için size yapılan bütün eziyetleri af etmek size yararlı olacaktır. Bir kişiden veya bir pozisyondan nefret ettiğinizde  çelikten daha güçlü bir halka ile o kişiye veya o pozisyona bağlanırsınız. Af ve bağışlama, kurtulmak için tek yoldur.


ŞİMDİYİ YAŞAMAK

 

Geçmiş ve gelecek , aşikar bir biçimde , kendi başına bir realiteye , bir gerçekliğe sahip değildir. Tıpkı ayın kendi başına , bir ışığa sahip olmayıp sadece güneşin ışığını yansıtabilmesi gibi geçmiş ve gelecek de sadece ebedi şimdinin ışığının , gücünün ve realitesinin solgun yansımalarıdır.

Onların  realitesi şimdiden  ödünç alınmıştır.

Ne kadar an'dan  uzaktaysak o kadar  özümüzden uzaktayız.

Ve de mutluluktan ,  huzurdan , ve de sevgiden. Tek gerçek an'dadır.

Gerçek dışı yaşadığımız zamanda ( yani şimdinin dışında) mutsuz , huzursuz ve sevgisiz oluyoruz. Gerçek dışı yaşamak, insanoğluna  bugüne dek bir yarar sağlamadı.


Şimdi size Ömer Hayyam’ın bir dörtlüğünü söylemek istiyorum :


Gönlüm aranıp dünleri feryat etme

Kam almak için yarınlar icat etme

Dünler düş olup gitti ,yarınlarsa hayal

Cahilce şu gerçek günü berbat etme.


OLUMLU DÜŞÜNMENİN GÜCÜNÜ GELİŞTİRMEK


1.Başarıyı düşünün başarısızlığı değil . Başarıyı düşünmek , başarı üretecek planlar yaratması için zihninizi koşullar. Başarısızlığı düşünmek , zihni başarısızlık üretecek diğer düşünceleri harekete geçirmek üzere koşullar.

2. Kendinize hep düşündüğünüzden daha iyi olduğunuzu anımsatın. Başarılı insanlar süpermen değillerdir. Başarı süper bir zeka gerektirmez. Ayrıca başarı da ne mistik bir yan ne de şans temeli üzerine kurulmuştur.

3. Büyük düşünün . Başarının büyüklüğü inancınızın büyüklüğüyle belirlenir. Küçük hedefler düşünüyorsanız küçük başarılar bekleyin. Büyük hedefler düşünürseniz büyük başarılar kazanırsınız.

BAŞARIYA  GÖTÜREN YEDİ İNANÇ

1.Her şey  bir neden ve amaç için vardır.

2.Başarısızlık diye bir şey yoktur, sadece sonuçlar vardır.

3.ne olursa olsun sorumluluğu üstlenmekten kaçınmayın.

4.bir şeyi kullanabilmeniz için onu anlamış olmanız gerekmez.

5.en büyük kaynağımız insanlardır.

6.çalışmak bir oyundur.

7.sorumluluk almadan gerçek başarı gerçekleşmez.


Dünden bugüne  elde ettiğiniz kazanç nedir? Cevap tabii ki deneyimdir. Başarısızlıktan korkan insanlar kafalarında  hep nelerin ters gideceğini düşünürler. Buda ulaşmak istedikleri sonuca doğru adım atmalarına engel olan tek nedendir.

Başarısızlıktan korkuyor musunuz ? Öyleyse  öğrenmeye ne dersiniz? İnsanlığın deneyimlerinden  faydalanarak , yaptığınız her şeyde başarılı olabilirsiniz.

Mark Twain , "genç bir  karamsarın görüntüsünden daha acıklı bir görüntü olamaz" , diyor. Başarısızlığa inanan insanlar vasat olmayı garantilerler. Başarısızlık büyük işler yapan insanların düşünmediği  bir kavramdır. Başarısız bir adımdan sonra yersiz hislere kapılmazlar.

 

Size  bir adamın hayat hikayesini anlatayım. Bu adam:

21 yaşında işinde başarısız olmuş,

22 yaşında bir yasama seçimini kaybetmiş,

24 yaşında tekrar işinde başarısız olmuş,

26 yaşında karısı vefat etmiş,

27 yaşında ruhsal bunalıma girmiş,

34 yaşında kongre seçimlerini kaybetmiş,

36 yaşında tekrar kongre seçimlerini kaybetmiş,

45 yaşında senato seçimlerini kaybetmiş,

47 yaşında  başkan  yardımcısı seçimlerini kaybetmiş,

49 yaşında tekrar senato seçimlerini kaybetmiş,

52 yaşında Amerika birleşik devletlerine başkan seçilmiş kişidir ve adı da Abraham Lincon'dur.


Eğer , o bu olayları başarısızlık olarak nitelendirseydi  acaba başkan olabilir miydi? Mümkün değil. Thomas Edison hakkında ünlü bir hikaye vardır. 9999  kere denedikten sonra kusursuz ampulü keşfedemeyince  biri sorar, " 10.000 nineci  başarısızlığı da  göze alacak mısınız?" o da cevap verir:

"Başarısız olmadım , yalnızca ampulü keşfetmeyen bir yol daha buldum." o değişik yaklaşımların , değişik sonuçlar verdiğini keşfetmiş oldu.

Şampiyonlar , liderler ve amirler  gibi kişisel güce sahip insanlar; bir konuda arzu ettikleri sonucu alamadıklarında bunu başarısızlık değil , yalnızca bir geri besleme olarak düşünürler.

AMAÇLARA ULAŞMAK İÇİN BEŞ İLKE

1.Kendiniz için ideal zihinsel imajı belirleyin.

2.Çaba göstermeden, yalnızca inanmak hiçbir işe yaramaz.

3.Düşüncelerinizi kendinize saklayın.

4.Esnek olun , gerekirse plan değişikliği yapın.

5.Gözlerinizi hedeften ayırmayın, işi yarı yolda bırakmayın.

SORUNLARINIZI ÇÖZMEDE UYGULAMANIZ GEREKEN ÖNEMLİ  ADIMLAR

1.Her sorunun muhakkak bir çözümü olduğuna inanın.

2. Sakin bir insan olun .

3.Gerginlik gücünüzü alır götürür. Sorununuza soğukkanlılıkla yaklaşın.

4.Önünüzde  ki soruna muhakkak cevap bulacağım diye kendinizi zorlamayın. Zihninizi serbest bırakın baskı altında tutmazsanız, en iyi çözüm yolunu bulursunuz.

5. Bütün faktörlere objektif ve tarafsız bir gözle bakın, duygusal olmayın.

6.Sorunla ilgili faktörleri bir kağıda yazın. Bu yöntem sizin daha duru bir şekilde düşünmenizi sağlar.

7. Bütün faktörlerin birbiriyle ilişkisini görebilirsiniz.

8 . Sezgilerinize inanın.

Her tohumun kendi cinsinden meyve vermesi kaçınılmazdır ve düşüncede kaderin tohumudur.
Pr Dr Davut İbrahimoğlı